Tarihi Sevdiren Adam; Yazar Yavuz Bahadıroğlu
Kültür-Sanat
(Web Sitesi) - Web Sitesi |
20.01.2025 - 21:09, Güncelleme:
20.01.2025 - 22:51
Tarihi Sevdiren Adam; Yazar Yavuz Bahadıroğlu
Türk edebiyatının unutulmayan önemli isimlerinden, tarihî ve sosyal romanlarıyla tanınan Yavuz Bahadıroğlu, vefatının 4. yılında Eyüpsultan’da ailesi, dostları ve sevenleri tarafından rahmet ve özlemle anıldı.
Eyüpsultan ilçesindeki mezarlıklar, türbe ve hazirelerde yatan önemli şahsiyetleri hatırlatmak amacıyla düzenlenen “Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri” programı kapsamında gerçekleşen toplantı, Yeni Dünya Vakfı’nda başladı, kabir ziyareti ile devam etti.
YÂD ETMEYE DEĞER BİR HAYAT
Toplantıda konuşmacılar, Bahadıroğlu’nun tarihimizi sevdiren bir yazar olduğu konusunda ortak kanaatlerde buluştular. Programı düzenleyen Mehmet Nuri Yardım, açılış konuşmasında Yavuz Bahadıroğlu ile yarım yüzyıla yaklaşan bir tanışıklığı olduğunu söyledi, üzerinde büyük hakkı ve etkisi olduğunu ifade ederek, “O Bâbıâli’nin âdeta tükenmez kalemiydi.” dedi. Bahadıroğlu’nun edebiyat dünyasındaki ve fikir âlemindeki mühim yerine temas eden Yardım, şöyle devam etti: “Onu daha çocukken okumaya başladım. Delikanlılık yıllarımda kardeşim Memduh kitap okumazdı. Bir yaz günü ona Buhara Yanıyor romanını tavsiye edip verdim. Okudu ve bir ay içinde yazarımızın 20 romanını bitirdi. Ben onun kalemini Tanzimat devrinin Ahmet Mithat Efendi’sine, Cumhuriyet devrinin de Peyami Safa’sına benzetirim. Bu iki usta yazar ve merhum Necip Fazıl gibi velut bir yazardı. 1978’de tanıdım kendisini. İstanbul’a geldiğimde ilk ziyaret ettiğim münevverlerdendi. Şükürler olsun ki, vefatına kadar bağımız hiç kopmadı. Kalemi ırmak gibi akar giderdi.”
BEDİÜZZAMAN’DAN DUA ALAN YAZAR
Yavuz Bahadıroğlu’nun babası vasıtasıyla Bediüzzaman’la irtibat kurduğunu ve kendisine tashih ettiği risaleyi gönderdiğini belirten Yardım, “Bediüzzaman Said Nursî’den mektupla dua almış, yüzlerce eser ve binlerce yazı kaleme almış bir yazardan bahsediyoruz. Radyo ve televizyon konuşmaları unutulmaz. Tarihte yanlış bilinenleri, tashih ederdi. Yerli, millî ve İslami bir duruşu vardı. FETÖ gibi ihanet örgütlerine karşı cesur bir duruş sergiledi. Bu örgüt tarafından kitaplarına ambargo uygulandığında dahi yılmadı, onlarla mücadele etti. O, Babıâli’nin tükenmeyen kalemiydi ve cesur bir dava adamı olarak hepimize örnek oldu.”
TEVAZU VE AZİMLE DOLUYDU
Yavuz Bahadıroğlu eşinin ve çocuklarının da iştirak ettiği toplantıda, romancının yakın dostları ve mesai arkadaşları Mustafa Armağan, Ali Erkan Kavaklı, İsmail Fatih Ceylan ve Fatih Duman kısa konuşmalar yaptılar. Bu hatıralar anlatılırken zaman zaman duygulu anlar yaşandı. Aynı yayınevinde birlikte çalışan, ortak televizyon programları hazırlayan yazar Fatih Duman konuşmasında, “Bahadıroğlu, hastalığında bile tevazu ve azimle doluydu.” dedi. Duman, Bahadıroğlu’nun insan sevgisini ve mütevazı kişiliğini vurgulayan şu hatırasını paylaştı:
“Zaman zaman birlikte yolculuklar yapıyorduk. Ben yorulduğumda o hiç durmazdı. Bir teyze bize yolda bir soru sordu. Yavuz Abi, hastalığına rağmen durmadan iki saat yürüyerek soruya cevap verdi. Yürümekte zorlanmasına rağmen cevapsız bırakmak istemedi. Onunla birlikte konuşmayı, yazmayı ve insanlara nasıl hitap edeceğimi öğrendim. Hasta olduğunda bile kendi acısını unuturdu. Milletimizin derdiyle dinlenirdi. ‘Dinlen’ dediğimizde, ‘Ölürsem dururum’ derdi. Yavuz Bahadıroğlu, bir niyazdı ama Niyazi olmaya hasretti.” Duman ayrıca, Bahadıroğlu’nun zor zamanlarda bile yılmaz bir azimle çalışmaya devam ettiğini, son konuşmasından üç gün sonra hastaneye kaldırıldığını ve kutlu mücadelesini son nefesine kadar devam ettirdiğini ifade etti.
TARİH BİLİNCİNE YÖN VERDİ
Televizyonlarda Yavuz Bahadıroğlu il birlikte tarih programları yapan tarihçi yazar Mustafa Armağan, Yavuz Bahadıroğlu’nun tarihçiliğimize yaptığı büyük katkıları ve köklü dostluklarını anlattı. Armağan şöyle devam etti. “2018’de Akit TV’de ‘Kayıt Dışı Tarih’ programını birlikte yapmaya başladık. Programın adı benden, ruhu ondan geldi. İlk yazılarını 1970’lerde Yeni Asya’da okumuştum. ‘Tarih, insanın kim olduğunu belirler’ derdi. Halk tarihine bir kapı açtı ve tarihi sevdirdi. Akademik tarihçilerin dar çerçevesinden çıkıp, tarihimizi milletimize daha samimi ve anlaşılır bir dille sundu. ‘Tarihi Sevdiren Adam’ unvanını ona ben önerdim. Kadir Mısıroğlu, cenazesinde, ‘Merhum başka bir ülkede yaşasaydı kendisine devlet nişanı verilirdi. Bizde ise sansüre uğradı.’ demişti.”
Mustafa Armağan, Yavuz Bahadıroğlu’nu kaybetmenin kendisinde derin bir boşluk oluşturduğunu, onun ölümünü “Sanki kolumun birini kesip attılar.” diye anlatan Armağan, ardından kardeşini de kaybedince “İki hafta içinde hem kardeşimi hem abimi yitirdim.” diyerek hayatının en zor dönemini yaşadığını dile getirdi.
EDEBİYATIMIZDA BIRAKILAN İZ
Eğitimci yazar Ali Erkan Kavaklı da, toplantıda Bahadıroğlu ile olan yarım yüzyıllık dostluğunu anlattı. Öğretmenlik yaparken öğrencilerine kitap önerdiğini, listesinde her zaman Bahadıroğlu’nun kitaplarına yer verdiğini ifade etti. İlk okuduğu kitabının Sunguroğlu olduğunu belirten Kavaklı, onun derin hayal gücünü ve tarihi doğru bağlamda sunma yeteneğini hayranlıkla takip ettiğini söyledi: “Tarihi yalnızca anlatmaz, fikirlerle birlikte tahlil ederdi. Fıkradan hatipliğe, köşe yazılarından romanlara birçok alanda çalıştı ve her seferinde üstün bir başarıyı yakaladı.” Kavaklı, yanında getirdiği Yavuz Bahadıroğlu romanlarının muhtevasından bahsedip kısa bilgiler verdi
DAKTİLO SESLERİYLE GEÇEN ÇOCUKLUK
Aile adına konuşan Yavuz Bahadıroğlu’nun oğlu Abdurrahman Şeref Birinci ise, babasını daktilo sesleriyle hatırladığını aktardı ve şu anlamlı anıyı paylaştı: “Biz evde rahatsız olmayalım diye daktilosunun altına sünger koyardı. Ancak o sadece büyük bir yazar değil evlatlarının eğitim hayatıyla da yakından ilgilenen iyi bir babaydı. Veli toplantılarını hiç kaçırmazdı.”
Edebiyatımıza, fikir hayatımıza, basınımıza ve tarihe bakışımıza çok değerli katkılarda bulunan Yavuz Bahadıroğlu hakkında düzenlenen anma toplantısına büyük bir ilgi oldu. Yeni Dünya Vakfı’nın büyük salonu dinleyicilerle doldu. Toplantının sona ermesinden sonra sahnede toplu hatıra fotoğrafları çekildi. Cesareti ve üretkenliğiyle, tarihimize sevdasıyla hafızalarda yer eden ve nesiller boyunca hatırlanacak olan Yavuz Bahadıroğlu’nun anma toplantısının ardından yazarın Eyüpsultan Mihrişah Valide Sultan İmareti arkasında bulunan haziredeki kabri başına geçildi. Burada Kur’an-ı Kerim okundu ve dualar edildi. Toplantıya iştirak edenlere, Nesil Yayınları tarafından Yavuz Bahadıroğlu’nun bir eseri hediye edildi. Toplantıda “Yavuz Bahadıroğlu Vakfı” kurulması, İstanbul’da bir kütüphaneye adının verilmesi ve hakkında film yapılması temennisi dile getirildi.
35’ İNCİ PROGRAM GERÇEKLEŞECEK
Mehmet Nuri Yardım tarafından Yeni Dünya Vakfı’nda her pazar günü düzenlenen “Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri” programında şimdiye kadar sırasıyla, ilim, fikir, kültür, sanat, edebiyat ve inanç dünyamızdan Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Haşim, Bekir Berk, Nusret Özcan, Necla Pekolcay, Erdem Bayazıt, Ali Nar, Zaptiye Ahmet (Ahmet Yücel), Mustafa Sabri Küçükaşçı, Mustafa Miyasoğlu, Babanzâde Ahmed Naim, İbrahim Kafesoğlu, Şule Yüksel Şenler, Ebu Eyyübe’l-Ensari (Eyüp Sultan Hazretleri), Asaf Ataseven, Ali Rıza Sağman, Mustafa Bilgi, Hüseyin Movit, Mehmed Fırıncı (Mehmed Nuri Güleç), Ömer Nasuhi Bilmen, İsmet Miroğlu, Zekâi Dede, Ömer Öztürkmen, Bahaeddin Özkişi, Ahmet Kekeç, İdrîs-i Bitlisî, Mustafa Sungur, Hasan Basri Çantay, Sabahattin Zaim, Sadreddin Yüksel, Mehmed Âkif Ersoy, Gönenli Mehmet Efendi (Öğütçü) ve Osman Cemal Kaygılı ve Yavuz Bahadıroğlu rahmetle, hürmetle ve muhabbetle yâd edildiler. Kısmet olursa bu pazar, “Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri” programlarının 35’incisi gerçekleşecek. Cumhuriyet devrinin iyi şair ve yazarı Ziya Osman Saba anılacak. İlgiyle takip edilen toplantılara katılmak serbest. Toplantılara iştirak edenlere, her hafta Yeni Dünya Vakfı tarafından kitap hediye ediliyor.
Kaynak Haber Gülbeyaz Balta
Fotoğraf Özkan Karaca
Türk edebiyatının unutulmayan önemli isimlerinden, tarihî ve sosyal romanlarıyla tanınan Yavuz Bahadıroğlu, vefatının 4. yılında Eyüpsultan’da ailesi, dostları ve sevenleri tarafından rahmet ve özlemle anıldı.
Eyüpsultan ilçesindeki mezarlıklar, türbe ve hazirelerde yatan önemli şahsiyetleri hatırlatmak amacıyla düzenlenen “Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri” programı kapsamında gerçekleşen toplantı, Yeni Dünya Vakfı’nda başladı, kabir ziyareti ile devam etti.

YÂD ETMEYE DEĞER BİR HAYAT
Toplantıda konuşmacılar, Bahadıroğlu’nun tarihimizi sevdiren bir yazar olduğu konusunda ortak kanaatlerde buluştular. Programı düzenleyen Mehmet Nuri Yardım, açılış konuşmasında Yavuz Bahadıroğlu ile yarım yüzyıla yaklaşan bir tanışıklığı olduğunu söyledi, üzerinde büyük hakkı ve etkisi olduğunu ifade ederek, “O Bâbıâli’nin âdeta tükenmez kalemiydi.” dedi. Bahadıroğlu’nun edebiyat dünyasındaki ve fikir âlemindeki mühim yerine temas eden Yardım, şöyle devam etti: “Onu daha çocukken okumaya başladım. Delikanlılık yıllarımda kardeşim Memduh kitap okumazdı. Bir yaz günü ona Buhara Yanıyor romanını tavsiye edip verdim. Okudu ve bir ay içinde yazarımızın 20 romanını bitirdi. Ben onun kalemini Tanzimat devrinin Ahmet Mithat Efendi’sine, Cumhuriyet devrinin de Peyami Safa’sına benzetirim. Bu iki usta yazar ve merhum Necip Fazıl gibi velut bir yazardı. 1978’de tanıdım kendisini. İstanbul’a geldiğimde ilk ziyaret ettiğim münevverlerdendi. Şükürler olsun ki, vefatına kadar bağımız hiç kopmadı. Kalemi ırmak gibi akar giderdi.”

BEDİÜZZAMAN’DAN DUA ALAN YAZAR
Yavuz Bahadıroğlu’nun babası vasıtasıyla Bediüzzaman’la irtibat kurduğunu ve kendisine tashih ettiği risaleyi gönderdiğini belirten Yardım, “Bediüzzaman Said Nursî’den mektupla dua almış, yüzlerce eser ve binlerce yazı kaleme almış bir yazardan bahsediyoruz. Radyo ve televizyon konuşmaları unutulmaz. Tarihte yanlış bilinenleri, tashih ederdi. Yerli, millî ve İslami bir duruşu vardı. FETÖ gibi ihanet örgütlerine karşı cesur bir duruş sergiledi. Bu örgüt tarafından kitaplarına ambargo uygulandığında dahi yılmadı, onlarla mücadele etti. O, Babıâli’nin tükenmeyen kalemiydi ve cesur bir dava adamı olarak hepimize örnek oldu.”

TEVAZU VE AZİMLE DOLUYDU
Yavuz Bahadıroğlu eşinin ve çocuklarının da iştirak ettiği toplantıda, romancının yakın dostları ve mesai arkadaşları Mustafa Armağan, Ali Erkan Kavaklı, İsmail Fatih Ceylan ve Fatih Duman kısa konuşmalar yaptılar. Bu hatıralar anlatılırken zaman zaman duygulu anlar yaşandı. Aynı yayınevinde birlikte çalışan, ortak televizyon programları hazırlayan yazar Fatih Duman konuşmasında, “Bahadıroğlu, hastalığında bile tevazu ve azimle doluydu.” dedi. Duman, Bahadıroğlu’nun insan sevgisini ve mütevazı kişiliğini vurgulayan şu hatırasını paylaştı:
“Zaman zaman birlikte yolculuklar yapıyorduk. Ben yorulduğumda o hiç durmazdı. Bir teyze bize yolda bir soru sordu. Yavuz Abi, hastalığına rağmen durmadan iki saat yürüyerek soruya cevap verdi. Yürümekte zorlanmasına rağmen cevapsız bırakmak istemedi. Onunla birlikte konuşmayı, yazmayı ve insanlara nasıl hitap edeceğimi öğrendim. Hasta olduğunda bile kendi acısını unuturdu. Milletimizin derdiyle dinlenirdi. ‘Dinlen’ dediğimizde, ‘Ölürsem dururum’ derdi. Yavuz Bahadıroğlu, bir niyazdı ama Niyazi olmaya hasretti.” Duman ayrıca, Bahadıroğlu’nun zor zamanlarda bile yılmaz bir azimle çalışmaya devam ettiğini, son konuşmasından üç gün sonra hastaneye kaldırıldığını ve kutlu mücadelesini son nefesine kadar devam ettirdiğini ifade etti.

TARİH BİLİNCİNE YÖN VERDİ
Televizyonlarda Yavuz Bahadıroğlu il birlikte tarih programları yapan tarihçi yazar Mustafa Armağan, Yavuz Bahadıroğlu’nun tarihçiliğimize yaptığı büyük katkıları ve köklü dostluklarını anlattı. Armağan şöyle devam etti. “2018’de Akit TV’de ‘Kayıt Dışı Tarih’ programını birlikte yapmaya başladık. Programın adı benden, ruhu ondan geldi. İlk yazılarını 1970’lerde Yeni Asya’da okumuştum. ‘Tarih, insanın kim olduğunu belirler’ derdi. Halk tarihine bir kapı açtı ve tarihi sevdirdi. Akademik tarihçilerin dar çerçevesinden çıkıp, tarihimizi milletimize daha samimi ve anlaşılır bir dille sundu. ‘Tarihi Sevdiren Adam’ unvanını ona ben önerdim. Kadir Mısıroğlu, cenazesinde, ‘Merhum başka bir ülkede yaşasaydı kendisine devlet nişanı verilirdi. Bizde ise sansüre uğradı.’ demişti.”
Mustafa Armağan, Yavuz Bahadıroğlu’nu kaybetmenin kendisinde derin bir boşluk oluşturduğunu, onun ölümünü “Sanki kolumun birini kesip attılar.” diye anlatan Armağan, ardından kardeşini de kaybedince “İki hafta içinde hem kardeşimi hem abimi yitirdim.” diyerek hayatının en zor dönemini yaşadığını dile getirdi.

EDEBİYATIMIZDA BIRAKILAN İZ
Eğitimci yazar Ali Erkan Kavaklı da, toplantıda Bahadıroğlu ile olan yarım yüzyıllık dostluğunu anlattı. Öğretmenlik yaparken öğrencilerine kitap önerdiğini, listesinde her zaman Bahadıroğlu’nun kitaplarına yer verdiğini ifade etti. İlk okuduğu kitabının Sunguroğlu olduğunu belirten Kavaklı, onun derin hayal gücünü ve tarihi doğru bağlamda sunma yeteneğini hayranlıkla takip ettiğini söyledi: “Tarihi yalnızca anlatmaz, fikirlerle birlikte tahlil ederdi. Fıkradan hatipliğe, köşe yazılarından romanlara birçok alanda çalıştı ve her seferinde üstün bir başarıyı yakaladı.” Kavaklı, yanında getirdiği Yavuz Bahadıroğlu romanlarının muhtevasından bahsedip kısa bilgiler verdi

DAKTİLO SESLERİYLE GEÇEN ÇOCUKLUK
Aile adına konuşan Yavuz Bahadıroğlu’nun oğlu Abdurrahman Şeref Birinci ise, babasını daktilo sesleriyle hatırladığını aktardı ve şu anlamlı anıyı paylaştı: “Biz evde rahatsız olmayalım diye daktilosunun altına sünger koyardı. Ancak o sadece büyük bir yazar değil evlatlarının eğitim hayatıyla da yakından ilgilenen iyi bir babaydı. Veli toplantılarını hiç kaçırmazdı.”
Edebiyatımıza, fikir hayatımıza, basınımıza ve tarihe bakışımıza çok değerli katkılarda bulunan Yavuz Bahadıroğlu hakkında düzenlenen anma toplantısına büyük bir ilgi oldu. Yeni Dünya Vakfı’nın büyük salonu dinleyicilerle doldu. Toplantının sona ermesinden sonra sahnede toplu hatıra fotoğrafları çekildi. Cesareti ve üretkenliğiyle, tarihimize sevdasıyla hafızalarda yer eden ve nesiller boyunca hatırlanacak olan Yavuz Bahadıroğlu’nun anma toplantısının ardından yazarın Eyüpsultan Mihrişah Valide Sultan İmareti arkasında bulunan haziredeki kabri başına geçildi. Burada Kur’an-ı Kerim okundu ve dualar edildi. Toplantıya iştirak edenlere, Nesil Yayınları tarafından Yavuz Bahadıroğlu’nun bir eseri hediye edildi. Toplantıda “ Yavuz Bahadıroğlu Vakfı” kurulması, İstanbul’da bir kütüphaneye adının verilmesi ve hakkında film yapılması temennisi dile getirildi.
35’ İNCİ PROGRAM GERÇEKLEŞECEK
Mehmet Nuri Yardım tarafından Yeni Dünya Vakfı’nda her pazar günü düzenlenen “Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri” programında şimdiye kadar sırasıyla, ilim, fikir, kültür, sanat, edebiyat ve inanç dünyamızdan Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Haşim, Bekir Berk, Nusret Özcan, Necla Pekolcay, Erdem Bayazıt, Ali Nar, Zaptiye Ahmet (Ahmet Yücel), Mustafa Sabri Küçükaşçı, Mustafa Miyasoğlu, Babanzâde Ahmed Naim, İbrahim Kafesoğlu, Şule Yüksel Şenler, Ebu Eyyübe’l-Ensari (Eyüp Sultan Hazretleri), Asaf Ataseven, Ali Rıza Sağman, Mustafa Bilgi, Hüseyin Movit, Mehmed Fırıncı (Mehmed Nuri Güleç), Ömer Nasuhi Bilmen, İsmet Miroğlu, Zekâi Dede, Ömer Öztürkmen, Bahaeddin Özkişi, Ahmet Kekeç, İdrîs-i Bitlisî, Mustafa Sungur, Hasan Basri Çantay, Sabahattin Zaim, Sadreddin Yüksel, Mehmed Âkif Ersoy, Gönenli Mehmet Efendi (Öğütçü) ve Osman Cemal Kaygılı ve Yavuz Bahadıroğlu rahmetle, hürmetle ve muhabbetle yâd edildiler. Kısmet olursa bu pazar, “Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri” programlarının 35’incisi gerçekleşecek. Cumhuriyet devrinin iyi şair ve yazarı Ziya Osman Saba anılacak. İlgiyle takip edilen toplantılara katılmak serbest. Toplantılara iştirak edenlere, her hafta Yeni Dünya Vakfı tarafından kitap hediye ediliyor.
Kaynak Haber Gülbeyaz Balta
Fotoğraf Özkan Karaca
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.