Eski devirlerde medreselerde ilm- i siyaset adıyla,ayrı bir ders okutulurmuş.Medresede tahsilini tamamlayan bir talebe,” ilmi siyaset dersini de alman lazım ” diyen hocalara: ” bu derse benim bir ihtiyacım yok” diyerek medreseden ayrılmış.
Memleketine giden talebenin yolu bir köye düşmüş.Köyün fahri imamıyla tanışınca,fasık biri olduğunu kabul ederek, köyün camii cemeatine: ” Bu imam fasık birisidir, arkasında namaz kılmayın” deyince,halk talebenin üzerine yürüyerek bir güzel dövmüş ve köyden uzaklaştırmış. Aklını başına alan, akıllanan talebe okuduğu medreseye tekrar geri dönmüş.İlmi siyaset dersini hocalarından alarak,tekrar o köye giderek misafir olmuş.Aradan yıllar geçtiği için kendisini tanımayan köy halkına ve camii cemeatine:” aldığım ilim ve keşfime göre, bu sizin imamınız çok MÜBAREK bir zattır.Elini öperek,sakalından bir KIL koparan doğrudan CENNET ‘ e gider” deyince; bunu işiten bütün köy halkı,imamın üzerine yürüyüp sakalından kıl koparma yarışına girmiş.Ne yapacağını bilemeyen imam sonunda köyü terketmekte çareyi bulmuş. Kültürel ve sosyal hayatımıza baktığımızda, ilmi siyaset kurallarının bu günde geçerli olduğunu görebiliriz.
İslam Dinimizin güzel ahlâk kurallarını, sosyal davranış ilkelerini anlatacak emri bil maruf ve nahnü a’ nil münker çerçevesinde uzman veya şuurlu mü’ min ve mü’minatın; muhatab olduğu insanların psikolojik ve ruhi durumlarını, kısacası dinini ve dünyasını çok iyi bilmeleri gerekir.Yoksa yapılan tebliğ, irşad ve telkinlerin bir faydası olmadığı gibi, olumlu ve beklenen hayırlı sonuçlara da ulaşılamaz. Tebliğ , irşad ve rehberlik hizmetlerinin bir başka yönüde, iletişim, bilgilere ulaşma ve ögrenim imkânlarının bu derece geliştigi bir ortamda; ateist, deist,ahlâk ve fazilet kurallarını tanımaz onbinlerce genç veya yaşlı insanların bu toplumda cirit atmalarının nasıl olduğunu sorgulamak ve bir muhasebe yapılmasının zaruretidir.
OSYM sitesinde ki kayıtlara göre, gerek Devlet,gerekse vakıf üniversiteleri bünyesinde 105 ilahiyat fakültesi ve 30 dan fazla İslami İlimler Fakültesi mevcuttur.Her ögretim yılı sonunda binlerce öğrenci mezun olmakta,başta Diyanet teşkilatı olmak üzere, devletin çeşitli kademelerinde ve özel sektörlerde görev almaktadır.2024 Aralık itibariyle T.C. Diyanet teşkilatının merkez ve taşra teşkilatında 140.000 ni aşmış personel bulunmaktadır.Adları medrese ,yurt, pansiyon, dernek vb.STK lar olan ve bünyelerinde; din ve ahlâk bilgilerini aldıktan sonra, iş ve sosyal hayata atılan binlerce insanımızın; kendi kapasitesi ve ilmince, tebliğ, irşad ve rehberlik hizmetlerini yaptığı günümüzde, Türk toplumunun hangi aşamalarda olduğunu söylemeye bilmem gerek varmı? Sözü şöyle bitirelim.” Alimler, Arifler anlatır KISSA, akıllı ademler alırlar HİSSE”.