Salih Nurettin Çevik
Köşe Yazarı
Salih Nurettin Çevik
 

İÇİMİZDEKİ YOLLAR BİZİ NEREYE ULAŞTIRIR

İnsan, bilinmeyen bir alemdir; içinde birçok alemi barındırır. Bu alemlerde sesler, renkler ve duygular birikir. Yaşanan duygular, insanı bir yol ayrımının önüne getirir. İçinde sayısız yollar barındıran insan, nereye gideceğini, ne yapacağını ve hangi yoldan huzura ereceğini bilmez. Umutla ve sabırla arar durur; başına nelerin geleceğini bilmeden. Karmaşık bir varlık olarak insan, içindeki yollarla dolu bir harita taşır. Bu yollar; deneyimlerin, hayallerin, korkuların ve umutların ördüğü patikalardır. Her yol, kişinin ruh haline göre farklı anlamlar kazanırken bazıları aydınlığa çıkarırken bazıları karanlıklara sürükler. Duygularımız içimizdeki yolları şekillendiren en önemli unsurlardır. Sevinçle dolu olduğumuzda geniş caddeler açılırken; hüzün anlarında dar ve karanlık sokaklarda kaybolmuş hissederiz kendimizi. Her duygu bir kapıyı aralar; bazen mutluluk kapısını açarız bazen de üzüntüyle kapanmış olanları yeniden açmak zorunda kalabiliriz. İçsel yolculuklarımızda cesaretle adım atmanın önemini unutmamak gerekir: Korkudan kaçmak yerine onunla yüzleşmek; belirsizlikte kaybolmamak için yolun bizi nereye götüreceğine dair inanç taşımak gereklidir. Bu inanç bizleri aydınlatacak bir ışık gibidir. Her insanın geçmişi de bu yollar üzerinde derin izler bırakmıştır. Yaşanan her olay ve karşılaşılan her zorluk yeni yönler belirlerken sevinçlerle buluştuğumuz anılar da sarıldığımız sıcak köşe başlarına dönüşür. Geçmişten gelen hatıralarla yürüdüğümüz yollar gelecekteki seçimlerimizi etkilerken içsel dengemizi korumamıza da yardımcı olur. Birçok kişi geçmişte yaşadıklarıyla hesaplaşmadan ilerlemeye çalışsa da bu çoğunlukla içsel huzuru bulmayı engeller: Geçmişi kabullenip ondan ders çıkarmak ancak yeni yollara doğru güvenle yürümemizi sağlayabilir. Hayatın tozlu çamurlu çakıl taşlı yollarında çoğu zaman kayboluruz nereye gideceğimizi bilmeden... Ama bu arayışta yolun bizi nereye götüreceği bilinmeyen bir muammadır elbet: İnsan yaşadıklarından ibaret değildir aslında onu insana kılan hissettikleri hissedemedikleridir...“İnsanın iç âleminde düşünce dünyasında derin ihtiraslar ve köklü arzular vardır.” İnsan içinde büyüttüğü iyi veya kötü duygular onu hep bir yol ayrımının önünde bırakır: Yol ayrımında kişi iç alemindeki sese kulak verir ondan yardım ister... Hangi yol onu feraha? Hangi yol aydınlığa? Hangi yol mutluluğa ulaştıracaktır? Tüm bu yollar bizim kimliğimizi oluşturur ve varoluşumuzu anlamlandırmamızı sağlar: İnsanın içindeki yolar yalnızca fiziksel değil ruhsal boyutlardadır - daima keşfedilmeyi bekleyen… Yaşam serüvenimizin her anında seçim yaparken dikkatli olmalı kendi kalp sesimize kulak vermeliyiz çünkü gerçek hazinemiz kendimizde saklıdır… Yollarımız üzerindeki taşları, kalplerimizdeki taşları, akılımızdaki taşları  ayıklamadıkça hayat güzelleşmez bizlere güzellik sunmaz... Mekânlarımız güzelleşmez... Yollarımız güzelleşmez…  
Ekleme Tarihi: 20 February 2025 - Thursday
Salih Nurettin Çevik

İÇİMİZDEKİ YOLLAR BİZİ NEREYE ULAŞTIRIR

İnsan, bilinmeyen bir alemdir; içinde birçok alemi barındırır. Bu alemlerde sesler, renkler ve duygular birikir. Yaşanan duygular, insanı bir yol ayrımının önüne getirir. İçinde sayısız yollar barındıran insan, nereye gideceğini, ne yapacağını ve hangi yoldan huzura ereceğini bilmez. Umutla ve sabırla arar durur; başına nelerin geleceğini bilmeden.
Karmaşık bir varlık olarak insan, içindeki yollarla dolu bir harita taşır. Bu yollar; deneyimlerin, hayallerin, korkuların ve umutların ördüğü patikalardır. Her yol, kişinin ruh haline göre farklı anlamlar kazanırken bazıları aydınlığa çıkarırken bazıları karanlıklara sürükler. Duygularımız içimizdeki yolları şekillendiren en önemli unsurlardır. Sevinçle dolu olduğumuzda geniş caddeler açılırken; hüzün anlarında dar ve karanlık sokaklarda kaybolmuş hissederiz kendimizi. Her duygu bir kapıyı aralar; bazen mutluluk kapısını açarız bazen de üzüntüyle kapanmış olanları yeniden açmak zorunda kalabiliriz. İçsel yolculuklarımızda cesaretle adım atmanın önemini unutmamak gerekir: Korkudan kaçmak yerine onunla yüzleşmek; belirsizlikte kaybolmamak için yolun bizi nereye götüreceğine dair inanç taşımak gereklidir. Bu inanç bizleri aydınlatacak bir ışık gibidir.

Her insanın geçmişi de bu yollar üzerinde derin izler bırakmıştır. Yaşanan her olay ve karşılaşılan her zorluk yeni yönler belirlerken sevinçlerle buluştuğumuz anılar da sarıldığımız sıcak köşe başlarına dönüşür. Geçmişten gelen hatıralarla yürüdüğümüz yollar gelecekteki seçimlerimizi etkilerken içsel dengemizi korumamıza da yardımcı olur. Birçok kişi geçmişte yaşadıklarıyla hesaplaşmadan ilerlemeye çalışsa da bu çoğunlukla içsel huzuru bulmayı engeller: Geçmişi kabullenip ondan ders çıkarmak ancak yeni yollara doğru güvenle yürümemizi sağlayabilir.

Hayatın tozlu çamurlu çakıl taşlı yollarında çoğu zaman kayboluruz nereye gideceğimizi bilmeden... Ama bu arayışta yolun bizi nereye götüreceği bilinmeyen bir muammadır elbet: İnsan yaşadıklarından ibaret değildir aslında onu insana kılan hissettikleri hissedemedikleridir...“İnsanın iç âleminde düşünce dünyasında derin ihtiraslar ve köklü arzular vardır.” İnsan içinde büyüttüğü iyi veya kötü duygular onu hep bir yol ayrımının önünde bırakır: Yol ayrımında kişi iç alemindeki sese kulak verir ondan yardım ister... Hangi yol onu feraha? Hangi yol aydınlığa? Hangi yol mutluluğa ulaştıracaktır?

Tüm bu yollar bizim kimliğimizi oluşturur ve varoluşumuzu anlamlandırmamızı sağlar: İnsanın içindeki yolar yalnızca fiziksel değil ruhsal boyutlardadır - daima keşfedilmeyi bekleyen… Yaşam serüvenimizin her anında seçim yaparken dikkatli olmalı kendi kalp sesimize kulak vermeliyiz çünkü gerçek hazinemiz kendimizde saklıdır…
Yollarımız üzerindeki taşları, kalplerimizdeki taşları, akılımızdaki taşları  ayıklamadıkça hayat güzelleşmez bizlere güzellik sunmaz... Mekânlarımız güzelleşmez... Yollarımız güzelleşmez…

 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.