Salih Nurettin Çevik
Köşe Yazarı
Salih Nurettin Çevik
 

İNSANIN ÖZÜNE DÖNÜŞÜ - 4 ''Annenin Rolü ve Vicdan Muhasebesi''

Merhaba Kıymetli Dost; Yine bir yolculuğun, heyecanın içindeyiz. Dünyanın meşakkatli ve yorucu işlerinden bir nebze de olsa, sıyırılarak dostun gönlüne misafir olmak, dertleşmek, birlikte muhabbetin sinerjisini yakmak ruhumuzu dinlendirmektedir. İçinde yaşadığımız zamanın acımasızca insanı insanlıktan çıkarttığı bir zamanda, özümüze yolculuk yaparak, kimliğimizi bulmak ve yaratılmışların en şereflisi, en güzeli, en kıymetli insan olduğumuzu hatırlayabilmek ve hatırlatabilmek üzere gönülden kaleme, kalemden söze, sözden kelimelere ve satırlara dökülen yazımızın, kelimelerin dilinde gönlünüze damıtılması duasıyla… Keyifle okumanız temennisyle, yol arkadaşlarıma esenlikler diliyorum. Annenin Rolü ve Vicdan Muhasebesi Annelik, sadece biyolojik bir gerçeklik değil, aynı zamanda bir vicdan muhasebesidir. Anne, çocuğunu yalnızca besleyen, büyüten değil; ona doğruluğu, adaleti, merhameti öğreten ilk öğretmendir. Ancak günümüzde annelik algısı giderek değişmekte, anneler çocuklarına manevi değerlerden çok, dünyevi kazanımları öğretmeye yönelmektedir. Oysaki insanı insan yapan, yalnızca bilgi ve başarı değil; sevgi, saygı, vicdan, merhamet ve adalet duygusudur. Bu yüzden annelerin yeniden vicdan muhasebesi yapması, çocuklarını nasıl bir insan olarak yetiştirdiklerini sorgulaması gerekmektedir. Çünkü bir milletin geleceği, bir neslin inşası, annelerin vicdanında şekillenir. O yüzden ‘’Her İnsan Bir Annenin Eseridir.’’ Özünden kopan anneden, kadından geriye, idealleri, hayal ve amaçları olmayan, arkasında yarına eser bırakmayan, günü gün ederek yaşayan anneler, kadınlar yerini almıştır. Tarihe mal olmuş kadın anneler olmayınca, ilk özün tadını aldığı, hayata anlam katmaya çalışan ahlaklı, inanç değerlerine bağlı, kültürlü nesilde yetişmemektedir. Bu sebeple kadın, annelerin veballeri ve sorumlulukları büyüktür. Kadının Ruhsal Gücü ve Ahlaki Diriliş Kadın yalnızca bir birey değil, aynı zamanda bir medeniyetin ruhunu inşa eden mimardır. Toplumun bozulmasında kadının yozlaşmasının etkisi olduğu gibi, toplumun yeniden inşasında da en büyük rol kadına düşmektedir. Kadın, özüne döndüğünde; merhameti, adaleti, vicdanı ve inancı kuşandığında, toplum da yeniden dirilecektir. Yeniden onun eserleri övünç kaynağı olacaktır. Tarih boyunca büyük değişimlerin arkasında güçlü anneler ve kadınlar olmuştur. Hz. Hatice’nin (r.a) desteği olmasaydı, İslam'ın ilk yıllarında Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) kim sahip çıkardı? Hz. Hatice'nin Resûlullah'ın hayatındaki en önemli rollerinden biri, peygamberlik geldiği zaman kendisine herkesten önce iman etmesi ve onu bütün varlığı ile desteklemesidir. Benzer şekilde, Fatih Sultan Mehmet’i başarıyla yetiştiren Hüma Hatun, toplumsal değişimler için kritik bir rol üstlenmiştir. Kalabalıkların yeniden doğuşunu sağlayan liderlerin arkasındaki kadınlar, tarih boyunca her zaman var olmuştur. Zübeyde Hanım’ın yetiştirdiği evlat sayesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti yeniden kurulabilmiştir. Bu noktada, kadınların geçmişteki rolü ve toplumsal dönüşüm sürecindeki etkileri, insanlık tarihinin önemli bir parçasını oluşturur. Kadın, önce kendine özüne, ruhuna, kalbine ve zihnine sormalıdır: "Ben kimim? Tarihe insanlığa yön veren bir kadın mı? Yoksa bugününü gün ederek geçiren bir birey miyim?" Bu sorgulamanın ardından gelen cevaplar, kadının rolünün ne denli önemli olduğunu net bir şekilde ortaya koyar. Kadın, insanlığın çoğalmasında ve gelişmesinde hayati bir rol oynayan, güven ve saygı duyulan bir varlıktır. Kadınlar, Hz. Peygamberin hadisine mazhar olmuş, övülmüş ve insanlığın en kıymetli temsilcisi olarak saygı görmüştür. Kadın, tarih boyunca yalnızca bir eş veya anne değil; aynı zamanda ilim, irfan ve ahlak rehberi olmuştur. Bu nedenle, kadının tekrar özüyle barışması, insanlığın yeniden dirilişinin anahtarıdır. Kadınların, ruhsal gücünün ve ahlaki değerlerinin yeniden canlanması, insanın inşasında elzem görülmektedir. Tarihe mal olan kahraman kadınlar, annelerin yeniden hayat bulması ve ruhlarının güzelleşmesi için özlerine dönmeleri kaçınılmazdır. Kadınların, annelerin  özlerinin derinliklerine inebilmeleri için sürekli bir farkındalık ve eğitim süreci gerekmektedir. Kadınlarımızın ve annelerimizin yeniden değer bulması, kim olduklarının hatırlatılması son derece önemlidir. Çünkü kadınlarımız ve kız evlatlarımız, geleceğin İbn-i Sina’sını, Mimar Sinan’ını, Fatih’ini, Yavuz’unu, Edison’unu, Albert Einstein’ını, Atatürk’ünü ve daha birçok ilim, bilim ve sanat insanını dünyaya getirecek, onları yetiştirecek ve hayata yön verecek kişilerdir. Bu süreç, yalnızca bireyler için değil, tüm toplum için bir dönüşüm ve diriliş anlamına gelecektir. Kadın, özüne döndüğünde toplumun her katmanında değişim yaratacak güce sahiptir. Onun ruhundaki ayna, dünya kir ve tozlarını temizleyerek özünü görmesini sağlayacaktır. Bu nedenle, kadınlar ve anneler, tarih boyunca ihtiyaç duyduğumuz ahlaki değerlere ve ruhsal güce ulaşmak için yeniden kendilerine dönmelidir. Gönül söylemeye, kalem yazmaya devam edecek. Bir sonraki yolculuğumuzda buluşmak umuduyla  duada buluşalım inşallah...
Ekleme Tarihi: 07 April 2025 - Monday
Salih Nurettin Çevik

İNSANIN ÖZÜNE DÖNÜŞÜ - 4 ''Annenin Rolü ve Vicdan Muhasebesi''

Merhaba Kıymetli Dost;

Yine bir yolculuğun, heyecanın içindeyiz. Dünyanın meşakkatli ve yorucu işlerinden bir nebze de olsa, sıyırılarak dostun gönlüne misafir olmak, dertleşmek, birlikte muhabbetin sinerjisini yakmak ruhumuzu dinlendirmektedir. İçinde yaşadığımız zamanın acımasızca insanı insanlıktan çıkarttığı bir zamanda, özümüze yolculuk yaparak, kimliğimizi bulmak ve yaratılmışların en şereflisi, en güzeli, en kıymetli insan olduğumuzu hatırlayabilmek ve hatırlatabilmek üzere gönülden kaleme, kalemden söze, sözden kelimelere ve satırlara dökülen yazımızın, kelimelerin dilinde gönlünüze damıtılması duasıyla…

Keyifle okumanız temennisyle, yol arkadaşlarıma esenlikler diliyorum.

Annenin Rolü ve Vicdan Muhasebesi

Annelik, sadece biyolojik bir gerçeklik değil, aynı zamanda bir vicdan muhasebesidir. Anne, çocuğunu yalnızca besleyen, büyüten değil; ona doğruluğu, adaleti, merhameti öğreten ilk öğretmendir. Ancak günümüzde annelik algısı giderek değişmekte, anneler çocuklarına manevi değerlerden çok, dünyevi kazanımları öğretmeye yönelmektedir. Oysaki insanı insan yapan, yalnızca bilgi ve başarı değil; sevgi, saygı, vicdan, merhamet ve adalet duygusudur.

Bu yüzden annelerin yeniden vicdan muhasebesi yapması, çocuklarını nasıl bir insan olarak yetiştirdiklerini sorgulaması gerekmektedir. Çünkü bir milletin geleceği, bir neslin inşası, annelerin vicdanında şekillenir. O yüzden ‘’Her İnsan Bir Annenin Eseridir.’’

Özünden kopan anneden, kadından geriye, idealleri, hayal ve amaçları olmayan, arkasında yarına eser bırakmayan, günü gün ederek yaşayan anneler, kadınlar yerini almıştır. Tarihe mal olmuş kadın anneler olmayınca, ilk özün tadını aldığı, hayata anlam katmaya çalışan ahlaklı, inanç değerlerine bağlı, kültürlü nesilde yetişmemektedir. Bu sebeple kadın, annelerin veballeri ve sorumlulukları büyüktür.

Kadının Ruhsal Gücü ve Ahlaki Diriliş

Kadın yalnızca bir birey değil, aynı zamanda bir medeniyetin ruhunu inşa eden mimardır. Toplumun bozulmasında kadının yozlaşmasının etkisi olduğu gibi, toplumun yeniden inşasında da en büyük rol kadına düşmektedir.

Kadın, özüne döndüğünde; merhameti, adaleti, vicdanı ve inancı kuşandığında, toplum da yeniden dirilecektir. Yeniden onun eserleri övünç kaynağı olacaktır. Tarih boyunca büyük değişimlerin arkasında güçlü anneler ve kadınlar olmuştur. Hz. Hatice’nin (r.a) desteği olmasaydı, İslam'ın ilk yıllarında Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) kim sahip çıkardı? Hz. Hatice'nin Resûlullah'ın hayatındaki en önemli rollerinden biri, peygamberlik geldiği zaman kendisine herkesten önce iman etmesi ve onu bütün varlığı ile desteklemesidir. Benzer şekilde, Fatih Sultan Mehmet’i başarıyla yetiştiren Hüma Hatun, toplumsal değişimler için kritik bir rol üstlenmiştir.

Kalabalıkların yeniden doğuşunu sağlayan liderlerin arkasındaki kadınlar, tarih boyunca her zaman var olmuştur. Zübeyde Hanım’ın yetiştirdiği evlat sayesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti yeniden kurulabilmiştir. Bu noktada, kadınların geçmişteki rolü ve toplumsal dönüşüm sürecindeki etkileri, insanlık tarihinin önemli bir parçasını oluşturur.

Kadın, önce kendine özüne, ruhuna, kalbine ve zihnine sormalıdır: "Ben kimim? Tarihe insanlığa yön veren bir kadın mı? Yoksa bugününü gün ederek geçiren bir birey miyim?" Bu sorgulamanın ardından gelen cevaplar, kadının rolünün ne denli önemli olduğunu net bir şekilde ortaya koyar.

Kadın, insanlığın çoğalmasında ve gelişmesinde hayati bir rol oynayan, güven ve saygı duyulan bir varlıktır. Kadınlar, Hz. Peygamberin hadisine mazhar olmuş, övülmüş ve insanlığın en kıymetli temsilcisi olarak saygı görmüştür. Kadın, tarih boyunca yalnızca bir eş veya anne değil; aynı zamanda ilim, irfan ve ahlak rehberi olmuştur. Bu nedenle, kadının tekrar özüyle barışması, insanlığın yeniden dirilişinin anahtarıdır.

Kadınların, ruhsal gücünün ve ahlaki değerlerinin yeniden canlanması, insanın inşasında elzem görülmektedir. Tarihe mal olan kahraman kadınlar, annelerin yeniden hayat bulması ve ruhlarının güzelleşmesi için özlerine dönmeleri kaçınılmazdır.

Kadınların, annelerin  özlerinin derinliklerine inebilmeleri için sürekli bir farkındalık ve eğitim süreci gerekmektedir. Kadınlarımızın ve annelerimizin yeniden değer bulması, kim olduklarının hatırlatılması son derece önemlidir. Çünkü kadınlarımız ve kız evlatlarımız, geleceğin İbn-i Sina’sını, Mimar Sinan’ını, Fatih’ini, Yavuz’unu, Edison’unu, Albert Einstein’ını, Atatürk’ünü ve daha birçok ilim, bilim ve sanat insanını dünyaya getirecek, onları yetiştirecek ve hayata yön verecek kişilerdir. Bu süreç, yalnızca bireyler için değil, tüm toplum için bir dönüşüm ve diriliş anlamına gelecektir.

Kadın, özüne döndüğünde toplumun her katmanında değişim yaratacak güce sahiptir. Onun ruhundaki ayna, dünya kir ve tozlarını temizleyerek özünü görmesini sağlayacaktır. Bu nedenle, kadınlar ve anneler, tarih boyunca ihtiyaç duyduğumuz ahlaki değerlere ve ruhsal güce ulaşmak için yeniden kendilerine dönmelidir.

Gönül söylemeye, kalem yazmaya devam edecek. Bir sonraki yolculuğumuzda buluşmak umuduyla  duada buluşalım inşallah...

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.