Yüzyıl Gazetesi Trakya Haber Müdürü Tuna Şerbetçi’den Gündeme Dair, ÖNCE KARAKTER!
Yüzyıl Gazetesi Trakya Haber Müdürü Tuna Şerbetçi’den Gündeme Dair, ÖNCE KARAKTER!
Gazetecilik mesleği kişisel hesaplaşma kurgu yaratma ve itibar suikastçilığı değildir peki nedir Gazetecilik
ÖNCE KARAKTER!
Gazetecilik mesleği kişisel hesaplaşma kurgu yaratma ve itibar suikastçilığı değildir peki nedir Gazetecilik
basın çalışanları doğal olarak yakın çevre ve bölge haberlerini işler ve yayınlar. Toplumsal hayatı etkileyen olaylar, yerel yönetim hizmetleri, yeni açılan iş yerleri, yerel adli olaylar, yerel spor kulüpleri, eğlence merkezleri, sivil toplum etkinlikleri, başarılı öğrenciler, girişimciler, yerel siyasi adaylar ve aktörler, vb. konular yerel basında manşet veya gündem olur. Kısacası gündelik hayatımızı etkileyen, etkileyecek olan gelişmelerden okurlarını haberdar eder. Aynı zamanda işlenen konulardan bazıları ulusal basında da yer bularak, ülke kamuoyunun bilgisine sunulur. Hatta ulusal basın büyük oranda yerel basından beslenir.
Yerel basında yazı yazanlar da yine yukarıda açıklanan konularda görüşlerini, eleştirilerini dile getirirler. Gündelik hayatın koşuşturmasında dikkatlerden kaçan olaylara, kamuoyunu ilgilendirecek tespitlerde bulunarak, gündeme taşıyarak, kamuoyunun oluşmasına katkı sağlarlar. Ancak hemen belirtmeliyim ki, makam, mevki, statü ne olursa olsun, toplum olarak eleştiriden pek hoşlanmayız. Ön yargılarımız, peşin hükümlerimiz hemen devreye girer ve tepki geliştiririz.
Ulusal, yerel siyasal iktidarları, kamu yararı gözeterek, kamu hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde duyurulması, denetlenmesi hizmetini yürüten Anadolu, taşra basını olarak da anılan yerel basına katkı sağlanması gerekmektedir. Yöneten-yönetilen çelişkisine işaret ederek, vatandaş haklarının korunması, hizmete erişebilmesi, hizmetlerin duyurulmasına aracılık etmesi beklenmektedir. Kamuoyu iradesinin doğru ve amaca uygun oluşmasına, demokrasi ve hoşgörü kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlaması yine yerel basına verilen misyonlardandır.
Yerel basın emekçilerinin toplumla doğrudan ilişki kurarak, içinde bulundukları kamuoyunu bilgilendirmesi, harekete geçirmesi beklenirken, duygusal, tepkisel, ideolojik, kişisel saiklerle haber üretmemeleri umulur. Bu zor şartlar altında sosyal medya, medya tröstleri gibi pek çok sorunla baş etmek zorunda kalarak, misyonunun gereğini yerine getirmeye çalışan mesleğimizin tarafsız objektif olan yerel medya sahiplerini ve çalışanlarını gururla selamlıyorum.
Örneğin “el öpmeyle ağız kirlenmez” diyen, bir babanın evladıyla, çocuğuna sürekli olarak “hayatta hep dik dur, kimsenin karşısında menfaat için eğilme” diye telkinde bulunan bir babanın yetiştirdiği çocuğun yaşamlarını birleştirdiğini düşünelim. Bunlar birbirlerini başta hoş görseler bile ileriki dönemlerde mutlaka karşılıklı olarak olumsuz eleştirilere başlayacaklardır. Sonuçta herkes bildiği yoldan yürüyecek ve o birliktelik sen sağ, ben selamet olacaktır.
Bu olay hayatın her aşamasında yaşanan birliktelikler, arkadaşlık, dostluk, komşuluk ve ortaklık için geçerlidir. Geçimsizlik iyi değildir ancak nedenini iyi irdelemek ve sorgulamak gerekir.
Padişah, baş vezire sormuş:
– ‘Eğitim mi önemlidir, yoksa karakter mi?’
Vezir hemen cevap vermiş:
– ‘Karakter önemlidir sultanım!’
Padişah, memleketin her yanına tellallar göndermiş:
– ‘Duyduk duymadık demeyin… En iyi hayvan eğiticisine 100 kese altın ödül verilecek!’
Yapılan elemelerden sonra bir kişi, ‘ülkenin en iyi hayvan eğiticisi’ olarak padişah’ın huzuruna çıkmış. Padişah sormuş:
– ‘Bir kedi’ye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretirsin?’
– ‘Altı ayda öğretirim padişahım!’
Aradan altı ay geçmiş. Eğitici huzura alınmış. Padişah sormuş:
– ‘Öğrettin mi?’
– ‘Öğrettim padişahım!’
Saray erkanı toplanmış. Hünerli kedi elinde tepsiyle servis yapmaya başlamış. Tam baş vezirin önüne geldiği zaman padişah sormuş:
– ‘Ey vezir! Söyle bakalım, eğitim mi önemlidir, karakter mi?’
Vezir, padişahın sorusuna cevap vermeden önce, kaftanının altında hazır tuttuğu bir fare’yi yere bırakmış. Kedi, fareyi görünce tepsiyi attığı gibi farenin peşinden koşmaya başlamış. Altı aylık eğitim de boşa gitmiş.Vezir, padişahın sorusuna cevap vermiş:
– “Karakter” önemlidir padişahım.
Önünde bir fare gördüğünde her şeyi unutan bu kedi gibi, eline bir fırsat geçtiğinde çıkarının peşinde koşan,eğitimli fakat karakteri bozuk insanlardan da Rabbim ümmeti korusun!’.
Başka bir konuda bir başka yazı dizimde görüşmek dileğiyle Allah’a Emanet Olun
TUNA ŞERBETÇİ