Melek Aşcı
Köşe Yazarı
Melek Aşcı
 

DÜNYAYA SEVGİ TOHUMLARI EKELİM

sözünü duysaydım o zamanki küçük masum aklımla "Ne yani bu dünyada ektiğimiz ürünleri öteki dünyaya mı götüreceğiz!" diye soru soracaktım belki  kendimce. Büyüklerim de tebessüm edip gülecekti bana belki de...  Peki ya gerçekten öyle değil mi! Bu dünyada ektiğimiz mahsulün hasadını öbür dünyaya götürmeyecek miyiz? Götüreceğiz elbet. Şimdi çocuk değilim, anladım sözün sırrını, gizemini... Mahsul derken patlıcan, biber, domates değil yükleneceğimiz ürünler elbet; bu dünyada kendi elimizle yaptığımız iyilikler ve kendi elimizle, dilimizle, bedenimizle işlediğimiz günahlar... Hepsini yanımızda götüreceğiz ebedi aleme göçerken. Dünya terazisi sağlamı çürükten ayırt eder mi bilinmez lakin ahiret terazisinde yapılan iyilik de kötülük de, işlenen sevap da günah da Zilzal suresinde geçen "Kim zerre miktarınca hayır yapmışsa onun karşılığını görür, kim de zerre miktarınca şer işlemişse onun karşılığını görür" ayeti kerimesi gereğince karşılığını bulup bir bir sevap ve günah kefelerince  tartılacaktır mizanda. Gelin o halde dünyaya sevgi tohumları ekelim, dünyaya iyilik tohumları ekelim ve dünyaya kardeşlik tohumları ekelim. Dünya ahirete götüreceğimiz ürünlerin yetiştiği koca bir tarla. O tarlayı sulayıp yeşertmek bizim elimizde. Bugün dünyada sahip olduğumuz bu koca tarlanın yapacağımız iyiliklerle, işleyeceğimiz salih amellerle yarın ahirette bize mekan olacağını unutmayalım.  Dünya ve ahiretimiz hep yeşil kalsın. Bu dünyadaki tarlamız yarın firdevs bahcelerinde bize mekan olsun,  cennetimize vesile olsun inşallah. Rabbim bizleri dünyada imansız, ahirette mekânsız bırakmasın. Muhabbetimizin dünya ve ahiretimizi yeşertmesi duasıyla...
Ekleme Tarihi: 03 Nisan 2024 - Çarşamba
Melek Aşcı

DÜNYAYA SEVGİ TOHUMLARI EKELİM

sözünü duysaydım o zamanki küçük masum aklımla "Ne yani bu dünyada ektiğimiz ürünleri öteki dünyaya mı götüreceğiz!" diye soru soracaktım belki  kendimce. Büyüklerim de tebessüm edip gülecekti bana belki de... 

Peki ya gerçekten öyle değil mi! Bu dünyada ektiğimiz mahsulün hasadını öbür dünyaya götürmeyecek miyiz? Götüreceğiz elbet. Şimdi çocuk değilim, anladım sözün sırrını, gizemini...

Mahsul derken patlıcan, biber, domates değil yükleneceğimiz ürünler elbet; bu dünyada kendi elimizle yaptığımız iyilikler ve kendi elimizle, dilimizle, bedenimizle işlediğimiz günahlar...
Hepsini yanımızda götüreceğiz ebedi aleme göçerken. Dünya terazisi sağlamı çürükten ayırt eder mi bilinmez lakin ahiret terazisinde yapılan iyilik de kötülük de, işlenen sevap da günah da Zilzal suresinde geçen "Kim zerre miktarınca hayır yapmışsa onun karşılığını görür, kim de zerre miktarınca şer işlemişse onun karşılığını görür" ayeti kerimesi gereğince karşılığını bulup bir bir sevap ve günah kefelerince  tartılacaktır mizanda.

Gelin o halde dünyaya sevgi tohumları ekelim, dünyaya iyilik tohumları ekelim ve dünyaya kardeşlik tohumları ekelim. Dünya ahirete götüreceğimiz ürünlerin yetiştiği koca bir tarla. O tarlayı sulayıp yeşertmek bizim elimizde. Bugün dünyada sahip olduğumuz bu koca tarlanın yapacağımız iyiliklerle, işleyeceğimiz salih amellerle yarın ahirette bize mekan olacağını unutmayalım. 

Dünya ve ahiretimiz hep yeşil kalsın. Bu dünyadaki tarlamız yarın firdevs bahcelerinde bize mekan olsun,  cennetimize vesile olsun inşallah. Rabbim bizleri dünyada imansız, ahirette mekânsız bırakmasın.

Muhabbetimizin dünya ve ahiretimizi yeşertmesi duasıyla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yuzyilgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.