SENCER OLGUN
Köşe Yazarı
SENCER OLGUN
 

İNSANLIK ÇÜRÜYOR!

                               Vicdani ve ahlaki değerlerin simgesi olan insanlığın ortak dili; sevgi, saygı, hoşgörü, barış, huzur, güven ve dayanışmadır. Bunlar, nefes alıp verdiğimiz her ortamda olması gereken en temel insani ögelerdir. Bizi biz yapan ve bizi diğer canlılardan ayıran yegâne hasletlerimizdir. İnsanlığını kaybedenlerin diğer canlılardan ne farkı kalır ki! Yüce Allah, fıtraten bu vasıfla yaratıp akılla donattığı insanı, yeryüzüne halife olarak göndermedi mi? Hâl böyleyken her geçen gün insanlığa sığmayan yüzlerce olaya tanık olmak toplum olarak bizleri kahrediyor, artık insanlığımızdan utanır olduk.                 Birkaç gün önce İzmir’de taksicilik yapan Oğuz ERGE adında bir vatandaşımızın “soğukta üşümesin” diyerek arabasına aldığı müşterisi tarafından hunharca katledilmesi hepimizin kanını dondurmuştu. 2 Şubat gecesi İzmir’in Gaziemir ilçesinde saat 03.30 sıralarında meydana gelen acı olay şöyle gerçekleşmişti:                  Buca ilçesi Göksu Mahallesi’nden yüzü maskeli müşteriyi alan taksi sürücüsü kırk dört yaşındaki Oğuz Erge, müşterinin verdiği adrese göre yola koyuluyor. Şoförün, “Ben de arabayı daha yeni aldım. Şoför arkadaşı bıraktım, eve gidiyordum. Çalışmayacağım zaten araba arızalı. Sanayiye bırakacağım sabah arabayı. Hava soğuk, alayım dedim. İnsanları yolda bırakmak olmaz. Sen o maskeyi takarsan kimse durmaz abi!” demesiyle sohbet başlıyor. Müşteri durumundaki kapüşonlu ve yüzü maskeli Delil Aysal, “Hastayım ondan takıyorum abi!” diyerek cevap veriyor. Şoför, “Ben alırım niye almayacağım. İnsanı bu havada sokakta mı bırakalım, dışarısı buz gibi.” diyerek sohbeti sürdürüyor. Bir süre yol gittikten sonra “Buca Belediyesi arka tarafında spor salonuna” gideceğini söyleyen ve şoförün arkasındaki koltukta oturan Delil AYSAL, şoförün “Abicim! Gaziemir’deyiz.” sözüne karşılık olarak “Orası olması gerekiyor.” cevabını veriyor. Ardından “Borcumuz ne kadar?” diye soruyor. “221 lira kardeş!” diyen sürücüye, cebinden para çıkarır gibi yaparak yanındaki tabancayla hiç acımadan art arda üç el ateş ediyor. Ne olduğunu anlayamadan yan koltuğa yığılan Oğuz Erge acı içinde kıvranırken saldırgan, gayet soğukkanlı bir vaziyette araçtan inip ön tarafa geçiyor. Tam da bu sırada kanımızı donduran “Ya! Bazı insanlara güvenmeyeceksin!” lafını ederek can çekişen Oğuz ERGE’yi tokatlayıp üzerindeki eşyaları alıp olay yerinden uzaklaşıyor.                  Saldırganın söylediği son cümlenin maktule sıktığı kurşundan çok daha ağır olduğu hepimizin malumudur. Zira gözü dönmüş cani, sıktığı kurşunla sadece ERGE’yi öldürmemiş, aynı zamanda tüm insanlığı, iyiliğe giden her yolu; sevgiyi, saygıyı, güveni kısacası tüm merhamet duygularını da yok etmiştir. Yakın çevresi tarafından “İyi bir arkadaş, iyi bir komşumuzdu. Kimseye zararı olmayan kendi halinde biriydi.” ifadeleriyle yâd edilen Oğuz Erge, aynı zamanda 6 Şubat depreminde İzmir’e gelen depremzedeleri ücretsiz bir şekilde taşıyan bir gönül eriymiş meğerse.                 Polisteki birbirini tutmayan “Taksici, kredi kartıyla ödeme yapmamı kabul etmedi, bu yüzden vurdum. Araçtayken bir anda gasp fikri aklıma geldi ve eylemi gerçekleştirdim!” şeklindeki ifadelerle adaleti yanıltmaya çalışan AYSAL'ın mahkemede de aynı ifadesini tekrarlayıp daha sonra da “Pişmanım!” dediği öğrenildi. Ayrıca “Psikolojim bozuktu.” diye de ifade verdiği belirtiliyor. Oysa araçtaki kamera görüntüleri onu yalanlayıp tüm gerçekleri gözler önüne seriyor. Oğuz ERGE, “221 lira kardeş!” der demez saldırgan, tetiğe basarak korkunç bir cinayet işliyor.                 Bu ne gaddarlık! Bu ne acımasızlık! Bu ne vicdansızlık! İnsanlık adına “on dokuz yıl” boyunca hiç mi bir şey öğrenmedi bu cani? Acıma duygusu adına vicdanında küçücük bir kırıntı dâhi taşısaydı eli bu kadar kolay tetiğe gitmezdi. Anlaşılan tüm merhamet duygularını kaybetmiş, vahşi bir yaratığa dönüşmüş. Yüce Allah’ın ayetlerinden bihaber yaşamanın sonucu bu işte. Nitekim Allah, Maide Suresi’nin 32.ayetinde mealen “Kim, bir insanı haksız yere öldürürse o, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur! Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.” buyuruyor. Buna iman eden bir insanın değil haksız yere cana kıyması, bir karıncayı dahi incitmesi mümkün değildir.                 Sözün bittiği yerdeyiz; giderek toplumca hasletlerimizi kaybetmek üzereyiz. Bu vahşete benzer yüzlerce olayı normalmiş gibi karşılayıp telafisi için hiçbir çaba göstermemekteyiz. Batı hayranlığı ve manevi boşluk yüzünden aile mefhumu giderek bozulmakta; dizilerimiz ve filmlerimiz de maalesef bu tür yaşam tarzlarına çanak tutmakta. Dolayısıyla aile bağlarımız ve bizi birbirimize bağlayan manevi değerlerimiz de hızla çözülmekte. Yaşanan bu dramda ve gelinen bu noktada toplum olarak herkesin kendisini sorgulaması gerekiyor bence. Değerlerimizi ve aziz milletimizi bu tür sapkınlıklardan korumak için hepimize büyük görevler düşmekte.                 İnsanlığın kuruduğu yerde hayvani duyguların kök saldığı unutulmamalıdır. Bu tür vahşiliğin en kısa zamanda son bulması dileğiyle.                          
Ekleme Tarihi: 06 Şubat 2024 - Salı
SENCER OLGUN

İNSANLIK ÇÜRÜYOR!

              

                Vicdani ve ahlaki değerlerin simgesi olan insanlığın ortak dili; sevgi, saygı, hoşgörü, barış, huzur, güven ve dayanışmadır. Bunlar, nefes alıp verdiğimiz her ortamda olması gereken en temel insani ögelerdir. Bizi biz yapan ve bizi diğer canlılardan ayıran yegâne hasletlerimizdir. İnsanlığını kaybedenlerin diğer canlılardan ne farkı kalır ki! Yüce Allah, fıtraten bu vasıfla yaratıp akılla donattığı insanı, yeryüzüne halife olarak göndermedi mi? Hâl böyleyken her geçen gün insanlığa sığmayan yüzlerce olaya tanık olmak toplum olarak bizleri kahrediyor, artık insanlığımızdan utanır olduk.
                Birkaç gün önce İzmir’de taksicilik yapan Oğuz ERGE adında bir vatandaşımızın “soğukta üşümesin” diyerek arabasına aldığı müşterisi tarafından hunharca katledilmesi hepimizin kanını dondurmuştu. 2 Şubat gecesi İzmir’in Gaziemir ilçesinde saat 03.30 sıralarında meydana gelen acı olay şöyle gerçekleşmişti: 
                Buca ilçesi Göksu Mahallesi’nden yüzü maskeli müşteriyi alan taksi sürücüsü kırk dört yaşındaki Oğuz Erge, müşterinin verdiği adrese göre yola koyuluyor. Şoförün, “Ben de arabayı daha yeni aldım. Şoför arkadaşı bıraktım, eve gidiyordum. Çalışmayacağım zaten araba arızalı. Sanayiye bırakacağım sabah arabayı. Hava soğuk, alayım dedim. İnsanları yolda bırakmak olmaz. Sen o maskeyi takarsan kimse durmaz abi!” demesiyle sohbet başlıyor. Müşteri durumundaki kapüşonlu ve yüzü maskeli Delil Aysal, “Hastayım ondan takıyorum abi!” diyerek cevap veriyor. Şoför, “Ben alırım niye almayacağım. İnsanı bu havada sokakta mı bırakalım, dışarısı buz gibi.” diyerek sohbeti sürdürüyor. Bir süre yol gittikten sonra “Buca Belediyesi arka tarafında spor salonuna” gideceğini söyleyen ve şoförün arkasındaki koltukta oturan Delil AYSAL, şoförün “Abicim! Gaziemir’deyiz.” sözüne karşılık olarak “Orası olması gerekiyor.” cevabını veriyor. Ardından “Borcumuz ne kadar?” diye soruyor. “221 lira kardeş!” diyen sürücüye, cebinden para çıkarır gibi yaparak yanındaki tabancayla hiç acımadan art arda üç el ateş ediyor. Ne olduğunu anlayamadan yan koltuğa yığılan Oğuz Erge acı içinde kıvranırken saldırgan, gayet soğukkanlı bir vaziyette araçtan inip ön tarafa geçiyor. Tam da bu sırada kanımızı donduran “Ya! Bazı insanlara güvenmeyeceksin!” lafını ederek can çekişen Oğuz ERGE’yi tokatlayıp üzerindeki eşyaları alıp olay yerinden uzaklaşıyor. 
                Saldırganın söylediği son cümlenin maktule sıktığı kurşundan çok daha ağır olduğu hepimizin malumudur. Zira gözü dönmüş cani, sıktığı kurşunla sadece ERGE’yi öldürmemiş, aynı zamanda tüm insanlığı, iyiliğe giden her yolu; sevgiyi, saygıyı, güveni kısacası tüm merhamet duygularını da yok etmiştir. Yakın çevresi tarafından “İyi bir arkadaş, iyi bir komşumuzdu. Kimseye zararı olmayan kendi halinde biriydi.” ifadeleriyle yâd edilen Oğuz Erge, aynı zamanda 6 Şubat depreminde İzmir’e gelen depremzedeleri ücretsiz bir şekilde taşıyan bir gönül eriymiş meğerse.
                Polisteki birbirini tutmayan “Taksici, kredi kartıyla ödeme yapmamı kabul etmedi, bu yüzden vurdum. Araçtayken bir anda gasp fikri aklıma geldi ve eylemi gerçekleştirdim!” şeklindeki ifadelerle adaleti yanıltmaya çalışan AYSAL'ın mahkemede de aynı ifadesini tekrarlayıp daha sonra da “Pişmanım!” dediği öğrenildi. Ayrıca “Psikolojim bozuktu.” diye de ifade verdiği belirtiliyor. Oysa araçtaki kamera görüntüleri onu yalanlayıp tüm gerçekleri gözler önüne seriyor. Oğuz ERGE, “221 lira kardeş!” der demez saldırgan, tetiğe basarak korkunç bir cinayet işliyor.
                Bu ne gaddarlık! Bu ne acımasızlık! Bu ne vicdansızlık! İnsanlık adına “on dokuz yıl” boyunca hiç mi bir şey öğrenmedi bu cani? Acıma duygusu adına vicdanında küçücük bir kırıntı dâhi taşısaydı eli bu kadar kolay tetiğe gitmezdi. Anlaşılan tüm merhamet duygularını kaybetmiş, vahşi bir yaratığa dönüşmüş. Yüce Allah’ın ayetlerinden bihaber yaşamanın sonucu bu işte. Nitekim Allah, Maide Suresi’nin 32.ayetinde mealen “Kim, bir insanı haksız yere öldürürse o, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur! Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.” buyuruyor. Buna iman eden bir insanın değil haksız yere cana kıyması, bir karıncayı dahi incitmesi mümkün değildir.
                Sözün bittiği yerdeyiz; giderek toplumca hasletlerimizi kaybetmek üzereyiz. Bu vahşete benzer yüzlerce olayı normalmiş gibi karşılayıp telafisi için hiçbir çaba göstermemekteyiz. Batı hayranlığı ve manevi boşluk yüzünden aile mefhumu giderek bozulmakta; dizilerimiz ve filmlerimiz de maalesef bu tür yaşam tarzlarına çanak tutmakta. Dolayısıyla aile bağlarımız ve bizi birbirimize bağlayan manevi değerlerimiz de hızla çözülmekte. Yaşanan bu dramda ve gelinen bu noktada toplum olarak herkesin kendisini sorgulaması gerekiyor bence. Değerlerimizi ve aziz milletimizi bu tür sapkınlıklardan korumak için hepimize büyük görevler düşmekte.
                İnsanlığın kuruduğu yerde hayvani duyguların kök saldığı unutulmamalıdır. Bu tür vahşiliğin en kısa zamanda son bulması dileğiyle.
               

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yuzyilgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.