SENCER OLGUN
Köşe Yazarı
SENCER OLGUN
 

İSTANBUL’UN YÜZÜ MURAT KURUM’LA GÜLECEK

                                               “Her şey çok güzel olacak!” sloganıyla girilmişti 2019’daki yerel seçimlere. Umut verici sloganın sahibi İstanbul’daki seçmenin % 48.80’inin oyunu alan Sayın Ekrem İmamoğlu idi. Her siyasetçi gibi onun da bir sürü vaadi vardı. En başta İstanbul’da toplu taşıtlardaki ulaşım bedelini ve su faturalarını ucuzlatacağını vadediyordu. İstanbul’da gerçekleştirmek istediği yaklaşık otuz vaadi vardı. Bunların bir kısmı önemliydi ancak bir kısmı kayda değer proje değildi. Bazılarının da sürdürülebilirliği yoktu zira yeterli kaynak gösterilememişti.                 Sayın Ekrem İmamoğlu bugünlerde televizyon ekranlarında söz konusu projelerin yüzde altmışını gerçekleştirdiğini iddia etmekte ve gerçekleştiremediği projeleri için de “engellendiği” bahanesini dile getirmekte. Ancak bu durum gerçekleri tam olarak yansıtmamakta. Zira İstanbul halkı, özellikle de basın mensupları bu durumun oldukça farkındalar. Basına yansıdığı kadarıyla verilen vaatlerin üçte biri bile hayat bulmuş değil. Sayın İmamoğlu’nun “gerçekleştirdim” dediği projelerin bir kısmı daha önceden başlanmış ve bitmek üzere olan projelerlerdir. Peyderpey biten bu projelere sahiplenerek benim projelerim diye reklam etmekte dolayısıyla da övünmektedir.                 Sayın Başkan’ın sık sık ekranlara çıkıp “Projelerimiz engelleniyor!” sözünde de pek haklı olduğu söylenemez. Zira mecliste engellenmek istenen şeyler onun vadettiği projeler değil. Örnek vermek gerekirse su faturalarını indirme vaadiyle gelen Başkan’ın suya hiç de makul olmayan zamlar getirmek istemesi ve bu zamların bir kısmının İBB Meclisi tarafından onaylanmamasıdır. Bazı projeler de kaynak yetersizliğinden engellenmek istenmiş olabilir. Ancak Başkan’ın bu konularda hazırlıklı olması gerekirdi, kaynak gösterilmeden yatırım vadetmek ne kadar mantıklı olabilir ki? Bunların da ötesinde Ekrem İmamoğlu’nu gözden düşüren asıl şeyler vadettiği projeleri gerçekleştirememesi olmadı. Başkan’ın en büyük hatası en zor günlerde İstanbul halkıyla bütünleşememesi oldu. Zira İstanbul halkının en acı ve zor günlerinde Başkan Bey, ya tatildeydi ya Cumhurbaşkanı adayı sıfatıyla yurt gezilerinde ya da Genel Başkanı’nı devirme planları için sürekli kulis peşindeydi. Böyle olunca da İstanbul sorunlarıyla yakından ilgilenemedi, metropolün sorunları her geçen gün daha da arttı öyle ki İstanbul artık çekilmez bir hâl aldı. Dolaysıyla da Sayın Ekrem İmamoğlu büyük bir güven kaybına uğradı. Büyük bir ihtimalle İstanbul için “Ekrem İmamoğlu Dönemi” 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde sona erecek gibi.                 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Ak Parti’nin adayı olan Murat Kurum ise daha şimdiden gönüllerde taht kurmuş durumda. En büyük referansı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yaptığı dönemde gerçekleştirdiği birbirinden güzel icraatlarıdır. İstanbul için de çok iyi hazırlanmışa benziyor, adaylığı açıklanır açıklanmaz tek tek projelerini sayması ve bu projelerin İstanbul halkı tarafından benimsenmesi bu konudaki profesyonelliğini göstermektedir.                İBB Başkan Adayı Murat Kurum, “Türkiye Yüzyılı İstanbul Vizyonu” adlı, geniş katılımlı programda vaatlerini şöyle sıraladı:                “Şu anda toplu ulaşımda karayolunun ağırlığı yüzde 72’lerde. Raylı sistemlerin payı yüzde 26’larda. Denizyolununki ise maalesef hala yüzde 2 seviyesinde. İşte 2029 hedefimiz. Karayolunun payı yüzde 60’a düşecek. Raylı sistemlerin payı yüzde 37’ye çıkacak. Denizyolunun seviyesi yüzde 3’e çıkacak. Peki, duruyor muyuz? Hayır. İşte 2034 hedefimiz. 2034’te karayolunun ağırlığı yüzde 48’e düşecek. Raylı sistemlerin payı yüzde 48’e yükselecek, denizyolu ulaşımı yüzde 4’e çıkacak.  Trafikte çile azalacak, sevgiye zaman kalacak. İstanbullular kazanacak. Ortalama yolculuk süresi 64 dakikadan 39 dakikaya düşecek. Bu oranlar ışığında İstanbullulara söz veriyorum. İlk 5 yılın sonunda azalacak olan İstanbul trafiği; 10 yılın sonunda, bir daha geri dönmemek üzere son bulacak. Mevcut metro hattını 650 kilometreye çıkaracağız. İki büyük tünel yapıyoruz. D-100 Karayolunun trafik yoğunluğunu azaltacağız. Şehir içi seyahat süresini yüzde 20 düşüreceğiz. Silivri’ye metrobüs geliyor.. Taksi sorununu tamamen çözeceğiz. Deniz ulaşımına 3 yeni hat ekleyeceğiz. 600 bin konutumuzun acilen dönüştürülmesi gerekiyor. 100 bin sosyal konut üreterek çok düşük fiyatlarla kiralayacağız. Gece emekçilerimiz için 7/24 nöbetçi kreş hizmetini sunacağız. İlk işini kuran 100 bin girişimci kadına 100’er bin TL hibe vereceğiz. İlköğretim öğrencilerimize ulaşımı tamamen ücretsiz yapacağız. Öğrencilere ulaşım ve doğal gaz desteği. İlk defa evlenen gençlere 50 bin TL beyaz eşya yardımı. İlk işim kampanyası ile girişimcilere 100 TL hibe etmek. İhtiyaç sahibi emeklilere 2500 TL destek vereceğiz. Özel okul ve sözleşmeli öğretmenlere indirimli ulaşım desteği sunacağız. Su sorunu yaşanmayacak bir İstanbul sözünü veriyoruz. İstanbul’a yeni kent ormanları kazandıracağız. Sıfır Atığın Model Şehri İstanbul olacak. Yeni meydanlar yapacağız. Kültür Yaşam Merkezi İstanbul için yeni tesisler kuracağız. İstanbul’u Sporun Küresel Başkenti yapacağız. Alışverişten ulaşıma, otopark yönetiminden sosyal hizmetlere kadar birçok alanda İstanbullulara pratik çözümler sunacağız…”                 Sayın Murat Kurum’un İstanbul için vaatleri bunlarla sınırlı değil, daha uzayıp giden başka başka projeleri de var.                 Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse üzerinde iyi bir ekiple çalışılmış, sürdürülebilir ve İstanbul’un kronik sorunlarını çözüme kavuşturabilecek projeler olduğu söylenebilir. Bu projeler için Sayın Ekrem İmamoğlu ekranlarda “Kes, yapışır.” diye söz etmişti. Oysa hiç de öyle değil, çoğu farklı proje. Bunların içinde birkaç tanesi Ekrem İmamoğlu’nun dile getirdiği proje de olabilir zira İstanbul’un ihtiyacı neyse ona göre projeler hazırlanmıştır. Keşke Sayın Ekrem İmamoğlu geçtiğimiz beş yıllık dönemde vaatlerinin hepsini yerine getirmiş olsaydı. Daha önceden başlanmış bazı projeleri iptal ettiği gibi vadettiği birçok projesini de hayata geçiremedi. Şimdilerde yeni dönem için hiçbir gözde proje sunamayıp “Kes, yapıştır.” diyerek ekranlarda eleştiride bulunması belli bir kesim tarafından hayli tepki çekti. Sayın Başkan’ın İstanbul halkına kaybettirdiği beş yılın telafisi için yeni döneme canhıraş bir şekilde hazırlık yapması gerekirken hala ittifaklar peşinde olması da ayrıca düşündürücü bir mesele. İttifaksız seçimleri kazanamayacağının oldukça farkında.                 Ne diyelim; hak eden kazansın.
Ekleme Tarihi: 30 Ocak 2024 - Salı
SENCER OLGUN

İSTANBUL’UN YÜZÜ MURAT KURUM’LA GÜLECEK

                              
                “Her şey çok güzel olacak!” sloganıyla girilmişti 2019’daki yerel seçimlere. Umut verici sloganın sahibi İstanbul’daki seçmenin % 48.80’inin oyunu alan Sayın Ekrem İmamoğlu idi. Her siyasetçi gibi onun da bir sürü vaadi vardı. En başta İstanbul’da toplu taşıtlardaki ulaşım bedelini ve su faturalarını ucuzlatacağını vadediyordu. İstanbul’da gerçekleştirmek istediği yaklaşık otuz vaadi vardı. Bunların bir kısmı önemliydi ancak bir kısmı kayda değer proje değildi. Bazılarının da sürdürülebilirliği yoktu zira yeterli kaynak gösterilememişti.
                Sayın Ekrem İmamoğlu bugünlerde televizyon ekranlarında söz konusu projelerin yüzde altmışını gerçekleştirdiğini iddia etmekte ve gerçekleştiremediği projeleri için de “engellendiği” bahanesini dile getirmekte. Ancak bu durum gerçekleri tam olarak yansıtmamakta. Zira İstanbul halkı, özellikle de basın mensupları bu durumun oldukça farkındalar. Basına yansıdığı kadarıyla verilen vaatlerin üçte biri bile hayat bulmuş değil. Sayın İmamoğlu’nun “gerçekleştirdim” dediği projelerin bir kısmı daha önceden başlanmış ve bitmek üzere olan projelerlerdir. Peyderpey biten bu projelere sahiplenerek benim projelerim diye reklam etmekte dolayısıyla da övünmektedir.
                Sayın Başkan’ın sık sık ekranlara çıkıp “Projelerimiz engelleniyor!” sözünde de pek haklı olduğu söylenemez. Zira mecliste engellenmek istenen şeyler onun vadettiği projeler değil. Örnek vermek gerekirse su faturalarını indirme vaadiyle gelen Başkan’ın suya hiç de makul olmayan zamlar getirmek istemesi ve bu zamların bir kısmının İBB Meclisi tarafından onaylanmamasıdır. Bazı projeler de kaynak yetersizliğinden engellenmek istenmiş olabilir. Ancak Başkan’ın bu konularda hazırlıklı olması gerekirdi, kaynak gösterilmeden yatırım vadetmek ne kadar mantıklı olabilir ki? Bunların da ötesinde Ekrem İmamoğlu’nu gözden düşüren asıl şeyler vadettiği projeleri gerçekleştirememesi olmadı. Başkan’ın en büyük hatası en zor günlerde İstanbul halkıyla bütünleşememesi oldu. Zira İstanbul halkının en acı ve zor günlerinde Başkan Bey, ya tatildeydi ya Cumhurbaşkanı adayı sıfatıyla yurt gezilerinde ya da Genel Başkanı’nı devirme planları için sürekli kulis peşindeydi. Böyle olunca da İstanbul sorunlarıyla yakından ilgilenemedi, metropolün sorunları her geçen gün daha da arttı öyle ki İstanbul artık çekilmez bir hâl aldı. Dolaysıyla da Sayın Ekrem İmamoğlu büyük bir güven kaybına uğradı. Büyük bir ihtimalle İstanbul için “Ekrem İmamoğlu Dönemi” 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde sona erecek gibi.
                İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Ak Parti’nin adayı olan Murat Kurum ise daha şimdiden gönüllerde taht kurmuş durumda. En büyük referansı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yaptığı dönemde gerçekleştirdiği birbirinden güzel icraatlarıdır. İstanbul için de çok iyi hazırlanmışa benziyor, adaylığı açıklanır açıklanmaz tek tek projelerini sayması ve bu projelerin İstanbul halkı tarafından benimsenmesi bu konudaki profesyonelliğini göstermektedir.
               İBB Başkan Adayı Murat Kurum, “Türkiye Yüzyılı İstanbul Vizyonu” adlı, geniş katılımlı programda vaatlerini şöyle sıraladı:
               “Şu anda toplu ulaşımda karayolunun ağırlığı yüzde 72’lerde. Raylı sistemlerin payı yüzde 26’larda. Denizyolununki ise maalesef hala yüzde 2 seviyesinde. İşte 2029 hedefimiz. Karayolunun payı yüzde 60’a düşecek. Raylı sistemlerin payı yüzde 37’ye çıkacak. Denizyolunun seviyesi yüzde 3’e çıkacak. Peki, duruyor muyuz? Hayır. İşte 2034 hedefimiz. 2034’te karayolunun ağırlığı yüzde 48’e düşecek. Raylı sistemlerin payı yüzde 48’e yükselecek, denizyolu ulaşımı yüzde 4’e çıkacak.  Trafikte çile azalacak, sevgiye zaman kalacak. İstanbullular kazanacak. Ortalama yolculuk süresi 64 dakikadan 39 dakikaya düşecek. Bu oranlar ışığında İstanbullulara söz veriyorum. İlk 5 yılın sonunda azalacak olan İstanbul trafiği; 10 yılın sonunda, bir daha geri dönmemek üzere son bulacak. Mevcut metro hattını 650 kilometreye çıkaracağız. İki büyük tünel yapıyoruz. D-100 Karayolunun trafik yoğunluğunu azaltacağız. Şehir içi seyahat süresini yüzde 20 düşüreceğiz. Silivri’ye metrobüs geliyor.. Taksi sorununu tamamen çözeceğiz. Deniz ulaşımına 3 yeni hat ekleyeceğiz. 600 bin konutumuzun acilen dönüştürülmesi gerekiyor. 100 bin sosyal konut üreterek çok düşük fiyatlarla kiralayacağız. Gece emekçilerimiz için 7/24 nöbetçi kreş hizmetini sunacağız. İlk işini kuran 100 bin girişimci kadına 100’er bin TL hibe vereceğiz. İlköğretim öğrencilerimize ulaşımı tamamen ücretsiz yapacağız. Öğrencilere ulaşım ve doğal gaz desteği. İlk defa evlenen gençlere 50 bin TL beyaz eşya yardımı. İlk işim kampanyası ile girişimcilere 100 TL hibe etmek. İhtiyaç sahibi emeklilere 2500 TL destek vereceğiz. Özel okul ve sözleşmeli öğretmenlere indirimli ulaşım desteği sunacağız. Su sorunu yaşanmayacak bir İstanbul sözünü veriyoruz. İstanbul’a yeni kent ormanları kazandıracağız. Sıfır Atığın Model Şehri İstanbul olacak. Yeni meydanlar yapacağız. Kültür Yaşam Merkezi İstanbul için yeni tesisler kuracağız. İstanbul’u Sporun Küresel Başkenti yapacağız. Alışverişten ulaşıma, otopark yönetiminden sosyal hizmetlere kadar birçok alanda İstanbullulara pratik çözümler sunacağız…”
                Sayın Murat Kurum’un İstanbul için vaatleri bunlarla sınırlı değil, daha uzayıp giden başka başka projeleri de var.
                Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse üzerinde iyi bir ekiple çalışılmış, sürdürülebilir ve İstanbul’un kronik sorunlarını çözüme kavuşturabilecek projeler olduğu söylenebilir. Bu projeler için Sayın Ekrem İmamoğlu ekranlarda “Kes, yapışır.” diye söz etmişti. Oysa hiç de öyle değil, çoğu farklı proje. Bunların içinde birkaç tanesi Ekrem İmamoğlu’nun dile getirdiği proje de olabilir zira İstanbul’un ihtiyacı neyse ona göre projeler hazırlanmıştır. Keşke Sayın Ekrem İmamoğlu geçtiğimiz beş yıllık dönemde vaatlerinin hepsini yerine getirmiş olsaydı. Daha önceden başlanmış bazı projeleri iptal ettiği gibi vadettiği birçok projesini de hayata geçiremedi. Şimdilerde yeni dönem için hiçbir gözde proje sunamayıp “Kes, yapıştır.” diyerek ekranlarda eleştiride bulunması belli bir kesim tarafından hayli tepki çekti. Sayın Başkan’ın İstanbul halkına kaybettirdiği beş yılın telafisi için yeni döneme canhıraş bir şekilde hazırlık yapması gerekirken hala ittifaklar peşinde olması da ayrıca düşündürücü bir mesele. İttifaksız seçimleri kazanamayacağının oldukça farkında.
                Ne diyelim; hak eden kazansın.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yuzyilgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.